Roman ve hikâye, yazarını dilin işçiliği ve bilhassa olayların kurgusu, yaratıcılığı üzerinde ince ince çalışmaya zorlayan türlerdir. Yaratıcı yazı olarak roman, yapı taşı yazınsal öğelerse, zaman içinde yeniden ve yeniden okunabilir; ama gerçek hayatın ya da tarihin bilgisiyle yaratılmışsa, o bilginin eskimesiyle, kimilerine göre, kendini de yok etmeye başlar. İşte Kemal Tahir romanı da, yazarının bile isteye oluşturduğu böyle bir açmaz içerisinde durur.
Kemal Tahir’i, romancılığını bu düşünce ve edebi değer açmazı içine sokan süreç, yazarın Galatasaray Lisesi’nde okuduğu yıllarda başlar. O dönem Ahmet Haşim’e hayrandır Kemal Tahir, şiirler yazar. Şiir yazmak hevesinde, “başkalarından farklı olmak, güç işe koyulmak” eğilimi vardır aslında. Ailesindeki ani sosyal değişim ister istemez onu da etkiler. Nitekim, ilk şiirlerinin büyük bir bölümünde ezilmiş insanların hikayesini, mersiyesini işler. Çeşitli edebiyat dergilerinde şiirler yayımladıktan sonra cezaevi yaşamı başlar Tahir’in. O dönem, bilhassa cezaevinde gördüğü yaşamlar onu düz yazıya iter ve ilk öyküler gelir. 1939 yılında yazmaya başladığı “Göl İnsanları” Tan gazetesinde Cemalettin Mahir ismiyle tefrika edilir. Gazete, hikâyelerin tanıtımını şu yazıyla yapar: “Dört uzun hikâyeden müteşekkil bulunan “ Göl İnsanları” yeni bir edebiyatın yokluğunu iddia edenlere harikulade bir eserle verilmiş fiili bir cevaptır.” Tefrika edildiği dönemde kitap halinde basılma olasılığından bahsedilen bu dört hikâye, ancak on dört yıl sonra yeni eklenmiş dört yeni hikâyeyle yayımlanır. Kemal Tahir, ilk dört öyküde ekonomik koşullarla şekillenen ve değişen kadın- erkek ilişkilerini, köylünün hayata bakışı ile yoğurarak dile getirir. Sonradan eklenen dört öykü ise onun mizah dergilerinde takma isimlerle yayımladığı öykülere benzer. İnsanların zaaflarını alaycı ve sert bir üslupla eleştiren Tahir, ilk dört hikâyedeki insanı anlamaya çalışan dokudan uzaklaşır. Bu açıdan “Göl İnsanları” kendi içinde iki kitap olarak da değerlendirilebilir.
Sicilli oluşu sebebiyle içine düştüğü geçim sıkıntısı, Tahir’i Peyami Safa ile aynı kadere taşır. Kemal Tahir de Peyami Safa’nın “Server Bedi” ismiyle yayımladığı eserler gibi polisiye romanlar kaleme alır. İngilizce bilmediği için Fransızca çevirilerinden dilimize kazandırdığı “Dedektif Mike Hammer maceraları” çok ilgi görür, üst üste baskılar yaparak yüz binden fazla satar. Ne yazık ki, bir süre sonra deniz biter. Kitapların yazarı Mickey Spillane roman yazmayı bırakır. Okuyucunun talebine karşılık vermek isteyen yayınevi, çareyi çevirileri yapan Kemal Tahir’e yeni polisiye romanlar yazdırmakta bulur. “F. M. İkinci” ismiyle yayımlanan dört eser böyle ortaya çıkar: “Derini Yüzeceğim, Ecel Saati, Kara Nara, Kıran Kırana”
Lise yıllarından beri peşinde koştuğu “başkalarından farklı olma” emeline romanlarıyla ulaşır Kemal Tahir. Halen okunan ve konuşulan romanları konu açısından iki kola ayrılır: köy konulu olanlar ve tarihsel dönemleri anlatanlar.
Ankara’ya çalışmaya giden bir gencin gurbetteki ve köyüne döndükten sonraki yaşamını anlattığı birbirini tamamlayan Sağırdere (1955) ve Körduman (1957) romanlarının ardından “Çorum üçlemesi” olarak adlandırılan Yediçınar Yaylası (1958), Köyün Kamburu(1959), Büyük Mal (1970) yayımlanır. Çorum üçlemesinde, Tanzimat’tan Cumhuriyet’in ilk yıllarına uzanan bir zaman içinde kırsal kesimdeki toplumsal değişmeyi konu eden Tahir, köylü kadınların sorunları ve toprak ağalığının ortaya çıkış nedenleri üzerinde durur. Yaşar Kemal’in İnce Memed romanında kahraman olan eşkıyaya karşılık olarak Rahmet Yolları Kesti (1957)’yi yazar ve ardından Bozkırdaki Çekirdek (1967) gelir. Köy enstitülerine eleştirel bir gözle bakan bu eser Kemal Tahir’i esaslı tartışmaların ortasında bırakır. Köye yönelik bu romanlar; köy gerçeklerinin işlendiği eserlerin büyük ilgi gördüğü, hatta siyasi bir görüşün işareti sayıldığı yıllarda yayımlanır; ancak bu akımın karakteristik özelliklerine uymaz. Cahillik, yoksulluk, geri kalmışlık, boyun eğmişlik kuşkusuz bu romanlarda da görülür. Ne var ki, köylüde başkaldıran bir öz aramaz Kemal Tahir, aksine başkaldırının imkansızlığını anlatır.
Kemal Tahir romanlarının ikinci kısmını tarihsel dönemleri ele alan eserler oluşturur. Devlet Ana (1967) Tahir’in başyapıtı ve tarihsel romanlarının temeli sayılır ve bu eser yazarına Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’nü kazandırır. Yazar, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu ele aldığı bu romanda, Osmanlı toplum yapısının Batı’ya benzemediğini ileri sürer ve “kerim devlet” kavramını ortaya atar. Tarihsel romanlara Kurtuluş Savaşı’nı ve sonrasını anlatan romanlarla devam eder. Yorgun Savaşçı’da (1965) başkahraman Cehennem Topçu Cemil üzerinden savaş yorgunu Anadolu halkının trajedisini anlatır. Bu eser resmi tarih söylemlerine ters düşen tezler ürettiği gerekçesiyle, sinemaya aktarıldıktan sonra dönemin başbakanının emriyle yakılır. Tahir’e Yunus Nadi Roman Ödülü’nü kazandıran Yorgun Savaşçı’yı “Esir şehir serisi” izler. Üç ciltlik bu serinin ilk iki kitabında Kamil Bey üzerinden işgal altındaki İstanbul’u işler Tahir. Ait olduğu Osmanlı aristokrasisiyle derin bir hesaplaşmaya giren Kamil Bey, kararını verir ve kurtuluş mücadelesine katılır. Serinin son kitabı Yol Ayrımı’nda (1971) savaştan zaferle çıkmış bir milletin demokrasi yolunda attığı bebek adımları anlatır Kemal Tahir. Atatürk’e düzenlenen İzmir suikastını anlatan Kurt Kanunu (1969) ve ölümünden sonra yayımlanan Namusçular (1974), Karılar Koğuşu (1974), Damağası ( 1977) romanları da Tahir’in ses getiren eserleri arasında yer bulur.
Başlangıçta da değindiğim gibi Kemal Tahir romanı çoğu çevrelerce bir açmaz içinde sayılır. Öznel yorumlarla, tarihsel bilginin gölgesinde kaldığı söylenen bu eserler, Tahir’in bile isteye seçtiği bir yolda ilerler aslında. Ona göre roman görevcidir, tezlidir, bilimseldir; ülke gerçekliğini yazarın dünya görüşüne göre aldığı biçimler içinde vermelidir. Bu sebepten yapılan eleştirilere kulak asmaz Kemal Tahir, topladığı malzemeyi sunmak adına korkusuzca kitaplar dolusu anlatır. Tanpınar’ın deyişiyle Tahir, bir “dil makinesi” kurar, o dil onun hiçbir yazara benzemeyen öz üslubudur.
Kitap İncelemesi: Kemal Tahir
— Evrim EGE, Ağustos 2010
Elaattin İncaz
CEHENNEM CEVDET Romanını nerden alabilirim
Evrim EGE
Merhaba, sanırım “Yorgun Savaşçı” romanını sormak istediniz. Cehennem Cevdet, o romanın kahramanı. Çoğu kitapçıdan ve internet üzerinden satın alabilirsiniz.
Hoşça kalın.